ARAMA
Söke Belediyesi

KEMALPAŞA MAHALLESİ

Geri
KEMALPAŞA MAHALLESİ
KEMALPAŞA MAHALLESİ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

NUH BEY KONAĞI:

Nuh Bey Konağının restorasyon uygulaması AB Projesi olarak hazırlanan “Koruma Amaçlı İnşaat Sektörüne Restorasyon Eğitimi ile Kalifiye Eleman Kazandırma Projesi” kapsamında eğitim alan personel ile 2006 yılı Eylül ayında tamamlanmıştır. “Tarihi Kentler Birliği Tarihi ve Kültürel Mirası Koruma Proje ve Uygulamalarını Özendirme Yarışması” nda başarı ödülünü almaya hak kazanmıştır.

Söke Genç İş İnsanları Derneği'ne tahsis edilerek bugün kullanımda olan binanın Söke'nin tarihi binaları içinde önemki bir yere sahiptir. 

Nuh Bey Konağı, Kurtuluş Savaşı yıllarında Söke’de yaşayan Doktor Perikli ve ailesinin konutu olarak kullanılmıştır.  

 

Nuh Bey Konağı

 

UZBEK KONAĞI: 

Konağın projesinin Atinalı bir mimarca hazırlandığı ve Rum kökenli Kalenço tarafından kızına düğün hediyesi olarak yaptırıldığı bilinmektedir. Lozan müzakereleri sırasında imzalanan, 30 Ocak 1923 tarihli mübadele anlaşması gereği Rum aile Söke’den ayrılınca, Girit’in Kandiye (İraklion) kentinden beldeye göçmüş mübadillerden, Halveti Tarikatı Şeyhi Ahmet Hilali Bey’in annesi Halide Hanım’a tahsis edilmiştir. Ahmet Hilali Bey ile zevcesi Cevher Hanım’ın ilk çocukları olan Nasip Hanım’ın doğumunun ardından, 1924 yılında Söke’ye gelip bu konağa yerleşmişlerdir. Konağın bir bölümü dergah olarak kullanılmıştır. Devletin 1926 yılında tekke ve zaviyeleri kapatmasıyla Ahmet Hilali Bey de dergâhını kapatmıştır. Cevher Hanım 1938, Hilali Bey ise 1946 yılında vefat etmişlerdir. Aile büyüklerinin vefatından sonra çocuklar, yaşamlarını konakta sürdürmemişlerdir. Konak 1945 yılında önce iki ailenin yaşamasını sağlayacak şekilde değişimler geçirmiş, daha sonra 1950 yılında geçirdiği bir yangın nedeniyle çatısı yenilenmiş ve bu kez konak, üç ailenin yaşayabileceği bir hale getirilerek geç dönem ekleri almıştır.

Konağın ilk inşa edildiği dönem ile mübadele sürecini kapsayan değişimleri referans alınarak projeleri hazırlanmış ve niteliksiz geç dönem eklerinden arındırılmıştır.

Konak, Hilali Bey tarafından kullanıldığı dönemde zemin katın güneybatısındaki oda misafir odası, kuzeybatıdaki oda ise Mevlevi ve Halveti tarikatı şeyhi Hilali Bey’in dergâhı, birinci katın kuzeyindeki orta oda kütüphane işlevinde kullanılmıştır.

Proje müellifinin yürüttüğü restitüsyon raporunun hazırlık aşamasında Uzbek ailesi ile gerçekleştirilen görüşmelerde mübadele döneminde Girit’ten gelen Halveti Sinan-i tarikatına mensup ailenin yanlarında aile büyüklerine ait ölülerin kemiklerini de getirip evin bodrumunda sakladıkları bilgisine erişilmiştir.

Uygulama aşamasında bodrum katta sonradan kapatıldığı tespit edilen pencerenin açılması sonucunda aile büyüklerine ait kemiklere ulaşılmıştır. Söz konusu kemiklerin Hz. Şeyh El-hac Ahmedi Hilâli Baba (Girit–1831) e ait olduğu tespit edilmiştir. Gerekli kurumlarla görüşmenin ardından ailenin de isteği ile kemikler bahçeye defnedilmiştir.

Bu bilgi doğrultusunda; kamulaştırma sırasında Belediye konservatuarı olarak belirlenen işlevin değiştirilmesi gündeme gelmiştir. Giritli Müslüman mübadillerin Söke’de varoluşları, göç anıları, Söke’ye sosyal, ekonomik, kültürel katkıları göz önünde bulundurularak yeni bir işlevin kente katkısının büyük olacağı düşünülmüştür. Bu yüzden konağın işlevinin Uzbek ailesinin özellikleri ve arşivi göz önünde bulundurularak  “Söke Ahmet Hilali Uzbek Tasavvuf ve Girit Kültürü Müzesi” olarak kullanılması amaçlanmıştır.

Uzbek Konağı

 

AKKOYUN EVİ (MAVİ BALKONLU EV):

Yapım yılı tam olarak bilinmeyen yapı, çoğunluğunu bir veya iki katlı, yığma yapım tekniği ile yapılmış, taş evlerin oluşturduğu mahalle dokusu içerisindeki bir çok yapı ile orta özellik gösteren iki katlı kagir rum yapısıdır.

Yapı, zemin kat birinci kat ve depolama alanı olarak nitelendirilebilecek bir kısmi bodrumdan oluşmaktadır. Taş beden duvarlarında yükselmiş yapının nişli bir girişi, girişin hemen üstünde günümüzde yok olmuş balkonunun izleri ve kapının sol hizasında bir sağında iki olmak üzere asimetrik bir cephe düzeni vardır.

Ayrıca yanında bir de bahçesi olan yapının, bahçesinde özgün bir taş ocak mevcuttur.

Sökeli Kadın Kooperatifi'ne tahsis edilen ev, kooperatif üretim faaliyetleri için kullanılmaktadır. 

 

SARI EV:

Gündoğdu Caddesi ve Cafer Sokak’ın kesiştiği köşede konumlanmaktadır.

Yapım yılı tam olarak bilinmeyen yapı, köşede konumlanması ve cevre yapılardan farklı teknik ve malzeme ile yapılmış olması ile önemli bir örnektir. Çoğunluğunu bir veya iki katlı, yığma yapım tekniği ile yapılmış, taş evlerin oluşturduğu mahalle dokusu içerisinde, günümüze kadar ulaşmış birkaç ahşap örnekten biri olan yapı, zemin kat beden duvarları yığma, bölücü duvarları ve birinci katı ahşap karkas-bağdadi teknikle inşa edilmiştir.

Zemin katı tek bir doğrulu olarak planlanan yapının birinci katı testere dişi çıkmalarla tamamlanmıştır.

Tarihi yapı Söke Kent Konseyi tarafından kullnılmaktadır.